TKDK ve Kalkınma Ajanslarını tanıyın, çağrılarına kulak verin, bu sizin için çok yararlı olacaktır.
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ve Zafer Kalkınma Ajansı ile tanışmamız Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak hazırladığımız "Yunt Dağı'nda Zaman Geçidi Müzesi" adını verdiğimiz projemiz nedeniyle oldu. Ülkemizin ilk Zaman Geçidi Müzesi Yunt Dağlarında Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak aldığımız 102.000 metre karelik bir alanda bu yeni kurumlardan aldığımız desteklerle gerçekleştirildi. Yeni bir Kurum olan BİMER'i de bu çalışmalar sırasında tanıdık. Kalkınma, yeni kurumlar ve yeni kavramlarla oluyor. Yeni kurumlardan birisi Kalkınma Ajanslarıdır. Diğeri TKDK bir diğeri de BİMER'dir. Yeni kavram da, Projecilik ve katılımdır. Ajanslarla birlikte proje kavramı da anlam ve önem kazanarak öne çıktı. TKDK ve Zafer Kalkınma Ajanlsarından hibe alanlar, bir projecilik eğitiminden de geçirilmiş oluyorlar.
Ulusal kalkınmanın yerelden güçlendirilmesi, bölgesel potansiyellerin yerelde yoğunlaşan çalışmalarla harekete geçirilmesi, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasını hedefleyen bu iki kurumun desteklenmesi, kaynaklarının çoğaltılması ve etkinleştirilmesi gerekiyor. TKDK tüm illere yaygınlaştırılmalı. TKDK sadece AB kaynaklarını dağıtan bir kurum olmaktan çıkarılarak, devlet kaynaklarının dağıtılmasında da etkin duruma getirilmeli.
Bu köşede önceden yazdığım köşe yazılarında da değinmiştim. Şimdi bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bu kurumların üstlendiği görev kalkınmayı ilgilendiren konularda, kamu, özel kesim, sivil toplum temsilcileri ve bilim insanları arasında iletişim ve işbirliğini geliştirmek, bu aktörlerin çalışmaları arasında bağlar oluşturmak suretiyle kalkınma bilincini, ivmesini arttırmak, bölgesel kalkınma konusunda koordinatör ve katalizör bir rol üstlenmek ve projeciliğin içselleştirilmesini sağlamak şeklinde özetlenebilir.
TKDK ve Kalkınma Ajanslarını tanıyın, çağrılarına kulak verin, bu sizin için çok yararlı olacaktır. BİMER'i inceleyin, Başbakanlıkla ileştim kurmanızı, sorunlarınıza çözüm bulmanızı,önerilerinizi hayata geçirmenizi kolaylaştıracaktır. BİMER'i işim düştüğü ve ilgi kurduğum için tanıdım. Biliyorsunuz BİLGİ'nin Beşte dördü İLGİ'dir. İlgi olmadan BİLGİ olmuyor. İLGİ'nin önüne bir "B" koyun BİLGİ oluyor.
BİMER Başbakanlık İletişim Merkezi'nin kısaltılmış adı. Bilişim ve iletişim teknolojileri kullanılarak Başbakanlık tarafından hayata geçirilen bir halkla ilişkiler uygulamasıdır BİMER. Bimer vatandaşın devletle iletişim kurmasını sağlayan bir köprü görevi görmektedir. Bimer'e telefon, internet sayfasındaki form veya e-posta ile ulaşabilmek mümkündür. Ben, Bimer'e iki kez yazılı başvuru yaptım. İki başvuruyla da ciddi biçimde ilgilenildiğini çözüm üretildiğini gördüm.
Kültür ve Turizim Bakanlığından Obasya için "Turizm İşletme Belgesi" talep ettiğimizde, "Kooperatiflere İşletme Belgesi vermiyoruz" şeklinde bir yanıt alınca, bu yanıtın yasal dayanağının bulunmadığını sorunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakarlıkları arasındaki eşgüdüm eksikliğinden kaynaklandığını belirterek BİMER'e yazılı başvuruda bulundum. Sorun bakanlıklar ve ilgili kurumlar arasında yapılan görüşmelerin ve yazışmaların sonrasında çözüldü. Şimdi, Turizm Kooperatiflerine "Turizm İşletme Belgesi" verilebiliyor.
BİMER'e yaptığım ikinci başvuru "HOBİ BAHÇELERİ" konusunda oldu. Belediye Başkanları seçimler sırasında "Hobi Bahçeleri" kuracaklarını belirtiyorlar. Ancak, sonradan görüldü ki Hobi Bahçeleri'nin yasa dayanağı yok. Yaptığım başvuru üzerine, ilgili bakanlıklarla ve çok sayıda ilgili kurumla görüşmeler başlatıldı. Sanırım kısa sürede Hobi Bahçeleri yasal dayanağa kavuşturulacak. Manisa'da Bizim Bahçeler adı altında örnek ve öncü bir proje başlatacağız. Bu konuyu da bu köşede bir başka gün yazmak istiyorum.
Gelişme yeni kavramlar ve yeni kurumlarla oluyor. Kalkınma için yeniden yapılanma gerekiyor. Gelişme için yeniden yapılanma şart...
Karabulutlar kaplamış gökyüzünü
Kırılmış kolumuz kanadımız
Silahlarımız alınmış ellerimizden
Ordularımız dağıtılmış.
İhanet çöreklenmiş ülkeme kara bir yılan gibi
Kenetlenmiş çenelerimiz suskunuz.
Oysa esas olan, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
Bu da ancak bağımsız kalmakla olur. Bağımsızlıktan yoksun olan uluslar karanlıktan kurtulamazlar
Türk’ün onuru, Türk’ün yetenekleri büyüktür Türk’e tutsak olarak yaşamaktansa ölmek yaraşır,
Öyleyse ya bağımsızlık ya ölüm diyordu Mustafa Kemal.
Ya bağımsızlık ya ölüm! 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başladı. Çarpışmalar sırasında Türk askeri, kahramanlık ve fedakârlıklarına yenilerini ekledi. Yeni bir destan yazılıyordu Anadolu’da alın teri göz nuru ve kanla yeni bir destan yazılıyordu Anadolu bozkırında.
Başkomutan Mustafa Kemal’in, 30 Ağustos 1922’de Zafertepe’den bizzat yönettiği Büyük Taarruz’la büyük bir zafer kazanıldı. Tarihe altın harflere yazılan 30 Ağustos Zaferi’nin ardından, Çalköy’de yıkık bir evin avlusunda kırık bir kağnı arabası çevresinde toplandı paşalar. Harita üzerinde durum değerlendirmesi yaptılar.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanındaki, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa’ya Yunan Ordusunun yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve Yunanları mağlup etmek için İzmir’e girmenin şart olduğunu söylüyordu. İzmir’in kurtarılmasının ardından Cumhuriyet’e giden yol açılmış olacaktı.
Mustafa Kemal, Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere okunmak üzere bir bildiri kaleme aldı.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları;
Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz.
Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakârlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız.
Sahibimiz olan büyük Türk ulusu geleceğine güvenmekte haklıdır.
Savaş alanlarındaki başarı ve fedakârlıklarınızı yakından görüp izliyorum.
Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracılık etme görevinin arkasını bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim. Ödüllendirme için başkumandanlığa öneride bulunulmasını, cephe kumandanlığına buyurdum. Bütün arkadaşlarımın, Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri de verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim.
Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Diyordu Mustafa Kemal
76 yaşında bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım. En büyük dileğim, milli bayramlarımızı coşkuyla kutlanması ve büyük zaferlerin, Atatürk gibi büyük kahramanların adının ve anısının sonsuza dek yaşatılmasıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
© Copyright 2023 - Yeni Manisa
E-mail : info@yenimanisa.com
gerekli
gerekli - yayımlanmayacak