Büyük projeler risk almadan gerçekleştirilemiyor.
Eğer sıra dışı olmak büyük başarılar elde etmek istiyorsanız bunun risk almadan sorunlar yaşamadan başaramayacağınızı bilmelisiniz.
Ben risk alarak başarı sağlamayı; deneyerek, yaşayarak, bedeller ödeyerek öğrendim.
Risk almasaydım, Yeni Manisa Projesi olmazdı. Risk almasaydım, proje alanında ağaçlar, anıtlar ve sosyal donatılar olmazdı.
Risk almasaydım, Obasya ortaya çıkmazdı. 9 kişiyle kurulan bir kooperatif, ardı ardına beş proje yapıp, beşini de kabul ettiremez, AB başta olmak üzere TKDK’dan, Zafer Kalkınma Ajansı’ndan hibeler alamazdık.
Risk almanın çıkardığı sorunlarda oluyor mutlaka.
Sosyal medya ile gereğinden fazla ilgileniyorum. Sosyal medya bağımlısıyım diyebilirim. Her gün yeni paylaşımlar yapmayı seviyorum. Yazdıklarımın da tümünü paylaşıyorum. Ancak uzun yazıları kimse okumuyor. Kısa bir iki cümle olanlar daha çok okunuyor.
Sorunlar konusunda Facebook sayfamda kısa bir paylaşım yapmıştım, (Sorunsuz hayat olmaz. Hayat sorun çözme sürecidir. Ancak sorunları çözeceğiz, kendimiz çözülmeyeceğiz.) çok okunduğunu yorumlar yazıldığını gördüm.
Risk alıyorsanız sorunlarda yaşıyorsunuz. Sorun yaşamanın sıkıntısını, sorunları aşarak gideriyorum. İnanın yaşadığım mutluluk, çektiğim sıkıntıdan daha fazla oluyor.
Benim için başarının tanımı, farklı projelerle, yaşadığım kente, bölgeye, ülkeye ve topluma yardımcı olmaktır. Kendimden çok toplumu düşünmektir. Kendimden önce hizmettir.
Risk almak neden başarıya yol açıyor. Başarı başarıyı getirirken aldığınız risklerde büyüyor. Sizin için risk almak yaşam biçimine dönüşüyor. Rahat yaşam bana göre değil. Anladım ki, beni hayata bağlayan aldığım riskler ve kazandığım başarılardır.
Doğası gereği, riskler belirsizliğe meydan okumayı ve değişimi başlatmayı içeriyor. Daha başarılı olmak için bir arzunuz varsa, mevcut durumunuzdan kazandığınız sosyal tatmin size yetmiyor demektir. O zaman yeni projelerle yeni hedefler belirlemeye ve yeni riskler almaya yönelmek gerekiyor. Ben risk alırken, yanımda bana güvenen aldığım risklere ortak olmak isteyen paydaşların olması da şart. Daha büyük başarılara ancak birlikte risk alarak ulaşılabiliyor.
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, “Başarısız olması garanti edilen tek stratejinin risk almamak” olduğunu söyler. Hayatınızdaki riskleri almayı reddederseniz, önünüzdeki her fırsatı kendi elinizden almış olursunuz. Bu istikrar açısından rahatlatıcı olabilir ancak size herhangi bir boyutta büyüme veya gelişme sağlamaz.
Risk alan kişiler azınlıktır. Çoğu insan doğal olarak riskten uzaktır, bu nedenle düzenli olarak risk alırsanız azınlıkta olursunuz ve sıra dışı olarak görülürsünüz. Azınlıkta kalmayı sıra dışı olmayı düşünmekte bir risktir aslında. Ben sürekli riskler alan bir kişi olarak hayatımdan çok memnunum.
Risk almak; her duruma, her fırsata atlamakla ilgili değildir. Doğru olanları almakla ilgilidir. Herhangi bir karara varmadan önce tüm seçeneklerinizi tam olarak keşfedin.
76 yaşında bir yurttaş olarak, risk alma konusunda söyleyebileceğim son söz nedir diye sorduğunuzda vereceğim cevap şöyle olur: Büyük projeler düşünün. Risk almayı göze alın. Riskinizi paylaşacağınızı bildiğiniz paydaşlar bulun. Açık olun. Riskleri alıp yeni başarılara yelken açın. Hayattan keyif almanın yolu bence budur.
Risk almak üzerine birkaç güzel söz de paylaşarak noktalayayım yazımı.
Kaplumbağaya dikkat et, ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebiliyor. James B. Conont
Ölüm, sahip olduğumuz en büyük korku değildir; en büyük korkumuz yaşamak için risk almaktan korkmamızdır. Don Miguel Ruiz
Korku yaşamın değil, ölümün bir parçasıdır. Yaşamın anlamı risk almaktır, maceradır, bilinmeyenin içine dalmaktır. Osho
Eğer fırtına çıkınca yolcular gemiyi terk etmiş olsalardı kimse okyanusu geçemezdi. Charles R. Kettering
Risk al, hata yap. Ancak böyle büyüyebilirsin. Acı, cesareti besler. Cesur olmayı öğrenmek için başarısızlığı tatmış olman gerekir. Mary Tyler Moore
Yaşadığımız her an önümüzde iki seçenek vardır; gelişime doğru bir adım atmak ya da güvende hissetmek için bir adım geri kalmak. Abraham Maslow
Karabulutlar kaplamış gökyüzünü
Kırılmış kolumuz kanadımız
Silahlarımız alınmış ellerimizden
Ordularımız dağıtılmış.
İhanet çöreklenmiş ülkeme kara bir yılan gibi
Kenetlenmiş çenelerimiz suskunuz.
Oysa esas olan, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
Bu da ancak bağımsız kalmakla olur. Bağımsızlıktan yoksun olan uluslar karanlıktan kurtulamazlar
Türk’ün onuru, Türk’ün yetenekleri büyüktür Türk’e tutsak olarak yaşamaktansa ölmek yaraşır,
Öyleyse ya bağımsızlık ya ölüm diyordu Mustafa Kemal.
Ya bağımsızlık ya ölüm! 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başladı. Çarpışmalar sırasında Türk askeri, kahramanlık ve fedakârlıklarına yenilerini ekledi. Yeni bir destan yazılıyordu Anadolu’da alın teri göz nuru ve kanla yeni bir destan yazılıyordu Anadolu bozkırında.
Başkomutan Mustafa Kemal’in, 30 Ağustos 1922’de Zafertepe’den bizzat yönettiği Büyük Taarruz’la büyük bir zafer kazanıldı. Tarihe altın harflere yazılan 30 Ağustos Zaferi’nin ardından, Çalköy’de yıkık bir evin avlusunda kırık bir kağnı arabası çevresinde toplandı paşalar. Harita üzerinde durum değerlendirmesi yaptılar.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanındaki, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa’ya Yunan Ordusunun yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve Yunanları mağlup etmek için İzmir’e girmenin şart olduğunu söylüyordu. İzmir’in kurtarılmasının ardından Cumhuriyet’e giden yol açılmış olacaktı.
Mustafa Kemal, Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere okunmak üzere bir bildiri kaleme aldı.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları;
Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz.
Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakârlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız.
Sahibimiz olan büyük Türk ulusu geleceğine güvenmekte haklıdır.
Savaş alanlarındaki başarı ve fedakârlıklarınızı yakından görüp izliyorum.
Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracılık etme görevinin arkasını bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim. Ödüllendirme için başkumandanlığa öneride bulunulmasını, cephe kumandanlığına buyurdum. Bütün arkadaşlarımın, Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri de verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim.
Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Diyordu Mustafa Kemal
76 yaşında bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım. En büyük dileğim, milli bayramlarımızı coşkuyla kutlanması ve büyük zaferlerin, Atatürk gibi büyük kahramanların adının ve anısının sonsuza dek yaşatılmasıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
© Copyright 2023 - Yeni Manisa
E-mail : info@yenimanisa.com
gerekli
gerekli - yayımlanmayacak