Bu kent Manisa büyümesini batıya doğru sürdürüyor.
1987 yılında 15.000 konutluk Yeni Manisa Projesini başlattığımızda, uzak olduğu öne sürülerek “kim gider oralara?” denilen Yeni Manisa neredeyse kentin ortasında kaldı. Yeni Manisa, Manisa’nın batıya açılan kapısı, kentleşme konusunda övünç kaynağı oldu. Sosyal donatıları, parkları, okulları, geniş caddeleri Yeni Manisa’yı kentleşmede laboratuvar haline getirdi. Bugün tüm şoför kursları ve sınavları Yeni Manisa’da yapılıyorsa bunun nedeni geniş caddeleridir.
Yeni Manisa’daki Atatürk Kent Parkı 1987 yılında Manisa Birlik olarak yaptırdığımız İmar Planında gösterilen ve yine Manisa Birlik olarak bedelini ödeyerek yaptırdığımız İmar Planı uygulamasında, terki yapılan yaklaşık 170 bin metrekarelik alana yaptırılabilmiştir. Bu güzel parkı yaptıran Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün olmak üzere tüm emeği geçenleri yürekten kutluyorum.
Şimdi sırada Karaçay Vadisi Projesi var. İnanın bu proje yapıldığında, Manisa’ya büyük değer katacak.
Kentlerin Tarihi tebeşirle yazılmıyor. Tarih kalıcı yapılarla, büyük projelerle yazılıyor. Projeler başlayınca arkası geliyor. Bir bakmışsınız Manisa bir Dünya kenti oluyor. İz bırakan, kente değer katan projeler yapmalı. Karaçay Vadisi Projesi kente değer katan, kentimizi güzelleştiren bir proje olacaktır.
Kentlerin kimliğini farklılıkları oluşturur. Doğal güzelliklerindeki farklılık, insan yapısındaki farklılık, kentleşme ve yapılaşma biçimindeki farklılık kentin kimliğini çıkarır ortaya. Betonlaşma ile birlikte kentlerde kimliksizleşme ve sıradanlaşma da hızlanmıştır. Bir kişiyi gözlerini kapatarak bir kente götürün, kentin herhangi bir caddesinde gözlerini açın, yapılara bakıp kentin adını söyleyebiliyorsa o kentin kimliği vardır anlamına gelir. Sokaklar ve binalar hep birbirine benziyorsa, kentleri tanımanıza olanak yoktur. Birbirinin aynı olan beton binalar kentleri sıradanlaştırıyor. Benzer konutları yan yana dizmekle, çok konut üretmiş olursunuz ama farkı, bir kent yaratmış olmazsınız. Birbirinin aynısı binlerce konutla, kent değil, beton tarlası olur ancak…
Kentlerimize Karaçay Vadisi gibi yeni ve farklı projelerle kimlik kazandırabiliriz. Manisa’ya kimlik kazandıracağını, Manisa adını olumlu biçimde öne çıkaracağını düşündüğüm Karaçay Vadisi Projesini yapılıncaya kadar çok konuşup çok yazacağımı şimdiden belirteyim.
Manisa’nın batısındaki, Çevre Yolu ile Karaçay arasında, Kentin İzmir yönündeki girişindeki Kuvayi Milliye anıtından başlayıp Menemen yoluna kadar devam edecek şekilde, halkın yararlanabileceği, spor, eğlence ve dinlence mekanları, lokantalar, çay bahçeleri, gezi ve oyun alanları yapılması sağlanarak Manisa’ya örnek, yeni bir yaşam alanı kazandırılabilir. Kısaca Karaçay Vadisi olarak isimlendirilebilecek, Karaçay Doğal Yaşam Spor ve Eğlence Vadisi Projesi Manisa Büyükşehir Belediyemizce hayata geçirilebilir. Bu konuda yapılması gereken önemli bir çalışma daha var. Karaçay’la çevre yolu arasındaki alanın imar planının yeniden ve acilen yapılaşma başlamadan gözden geçirilmesi gerekiyor.
İzmir’den İstanbul’a, ya da İstanbul’dan İzmir’e gidenleri düşünün. Çevre yolu kıyısında, güzel bir park düzenlemesini ve İzmirlileri bile Manisa’ya taşıyacak kadar güzel iş ve ticaret merkezlerini görüyorlar. Yeşil Manisa imajıyla birlikte Modern Manisa imajı da güçleniyor. Manisa Büyükşehir Belediyesi Karaçay Vadisi Projesini imar planını da revize ederek kısa sürede hayata geçirip, Manisa’ya yeni bir güzellik daha ilave edebilir. Merakla ve özlemle bekliyoruz. Manisa gelişen sanayisi ve yeni projeleriyle bir Dünya kenti olma yolunda hızla ilerliyor…
Karabulutlar kaplamış gökyüzünü
Kırılmış kolumuz kanadımız
Silahlarımız alınmış ellerimizden
Ordularımız dağıtılmış.
İhanet çöreklenmiş ülkeme kara bir yılan gibi
Kenetlenmiş çenelerimiz suskunuz.
Oysa esas olan, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
Bu da ancak bağımsız kalmakla olur. Bağımsızlıktan yoksun olan uluslar karanlıktan kurtulamazlar
Türk’ün onuru, Türk’ün yetenekleri büyüktür Türk’e tutsak olarak yaşamaktansa ölmek yaraşır,
Öyleyse ya bağımsızlık ya ölüm diyordu Mustafa Kemal.
Ya bağımsızlık ya ölüm! 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başladı. Çarpışmalar sırasında Türk askeri, kahramanlık ve fedakârlıklarına yenilerini ekledi. Yeni bir destan yazılıyordu Anadolu’da alın teri göz nuru ve kanla yeni bir destan yazılıyordu Anadolu bozkırında.
Başkomutan Mustafa Kemal’in, 30 Ağustos 1922’de Zafertepe’den bizzat yönettiği Büyük Taarruz’la büyük bir zafer kazanıldı. Tarihe altın harflere yazılan 30 Ağustos Zaferi’nin ardından, Çalköy’de yıkık bir evin avlusunda kırık bir kağnı arabası çevresinde toplandı paşalar. Harita üzerinde durum değerlendirmesi yaptılar.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanındaki, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa’ya Yunan Ordusunun yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve Yunanları mağlup etmek için İzmir’e girmenin şart olduğunu söylüyordu. İzmir’in kurtarılmasının ardından Cumhuriyet’e giden yol açılmış olacaktı.
Mustafa Kemal, Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere okunmak üzere bir bildiri kaleme aldı.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları;
Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz.
Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakârlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız.
Sahibimiz olan büyük Türk ulusu geleceğine güvenmekte haklıdır.
Savaş alanlarındaki başarı ve fedakârlıklarınızı yakından görüp izliyorum.
Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracılık etme görevinin arkasını bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim. Ödüllendirme için başkumandanlığa öneride bulunulmasını, cephe kumandanlığına buyurdum. Bütün arkadaşlarımın, Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri de verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim.
Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Diyordu Mustafa Kemal
76 yaşında bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım. En büyük dileğim, milli bayramlarımızı coşkuyla kutlanması ve büyük zaferlerin, Atatürk gibi büyük kahramanların adının ve anısının sonsuza dek yaşatılmasıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
© Copyright 2023 - Yeni Manisa
E-mail : info@yenimanisa.com
gerekli
gerekli - yayımlanmayacak