18 Eylül 2013

Bir Kaç Fıkra


Sıcaklar iyice bunaltmaya başladı. Aşağıdan ısınan asfaltın sıcağına birde Sipil dağından yansıyanı ekleyin ve Manisa’yı düşünün. Hele bir de araç içindeyseniz, benim gibi klimanızda yoksa yandınız demektir. O nedenle, Pazartesi günleri Radyo 45’teki programım dışında kente inmemeye çalışıyorum. Yeni Manisa, özellikle Barış Alanı, Manisa’nın içine göre biraz daha serin. Hele bir de çınarın altındaysanız, sıcaklardan pek etkilenmezsiniz. Bu günlerde zamanımızın çoğunu Barış Alanı’ndaki çınarın altında dostlarla söyleşerek geçiriyoruz. 

Akşamları Sayın Ertuğrul Dayıoğlu nargilesini çınarın altında fokurdatırken, kimi zaman geçmişe, çoğunlukla da geleceğe köprüler kuruyoruz. Düşüncelerimizin çoğu Yeni Manisa Projesi’ne ve Manisa’ya ilişkin. Konuşacak konular biter gibi görülünce, ya da canımız biraz gülmek isteyince sıra fıkralara geliyor. Dayıoğlu’da fıkra çok. Dinlemek isterseniz, çınarın altına sizi de bekleriz.  Sıcaklardan bunalınca, fıkralar iyi geliyor.

Karadenizli, kafasına koymuş, avcılık üzerine bir fıkra anlatacak. Ancak bir türlü avdan söz açılmıyormuş. Uzun süre beklemiş bakmış sözün ava geldiği yok, tam sessizlik anında “Boooom” diye bağırmış ve hemen ardından da, “Booom dedim de aklıma geldi” deyip anlatmış fıkrasını.

Fıkra deyince de benim aklıma birkaç fıkra geldi. İsterseniz aktarayım size. Bilenler okumasa da olur. Ben bilmeyenler için yazıyorum:

BALIK BAŞTAN KOKAR
Balık satıcısı, tezgahındaki balıklara hem su serpmekte hem de “taze balık bunlar, denizden yeni yakalandı” diye bağırmaktadır. Balıkçı tezgahına yaşlı bir adam yaklaşır. Balıklara şöyle bir baktıktan sonra, iri bir balık alır eline ve balığın kuyruğunu koklar. Bunu gören balıkçı “Ne yapıyorsun amca, balık koksa başından kokar sen neden kuyruğundan kokluyorsun?” diye bağırarak sorar. Balığı kuyruğundan koklayan adamın cevabı hazırdır: “Bu balığın baştan koktuğu belli. Ben kokuşma kuyruğa kadar gelmiş mi diye ona bakıyorum.” 

ÖKSÜRÜK
Adamın biri çok öksürüyormuş. Doktora gitmiş. Doktor kendisine öksürük ilacı yazacağına, yanlışlıkla müshil ilacı yazmış. “Bunu yemeklerden sonra kullanacaksın. Bir hafta sonra da bana geleceksin” demiş. Hasta verilen ilaçları kullanıp, bir hafta sonra doktora gelmiş. Doktor: “Nasıl oldun, yine öksürüyor musun?” diye sormuş. Hasta’da  “Cesaret edipte öksüremiyorum.” demiş.

ÜVEY BABA
Üvey baba, üvey ana, üvey kardeş sözlerini çok duyarız. Birisine kötü davrandınız mı? “Üvey baba gibi, üvey ana gibi” derler. 

Belediye, bir kesime destek verip, bir kesime destek vermiyorsa, “biz üvey evlat mıyız?”diyerek tepki gösterilir. Belediyenin üvey baba gibi davranmasından yakınılır. Büyüklerimizin yaptığı dualardan birisi de “Allah kimseyi üvey ana, üvey baba eline düşürmesin” şeklindedir. Geçmişte çevrilen bir çok Türk filminin konusu üvey analık, üvey babalık üzerinedir. Masallarımızda bile çok işlenmiştir bu konu. Bu fıkrada üvey babalık üzerine olsun. Bu ara bu fıkrayı çok anlatıyorum. Yazayım da sizde okuyun dedim. İşte size güzel bir “Üvey Baba” fıkrası. Fıkraya geçmeden önce, çok iyi, öz anayı,öz babayı aratmayan üvey anaların,babaların bulunduğunu da belirtmek istiyorum. 

Karadenizli Emine’nin kocası ölünce, 10 yaşına gelmiş oğluyla baş başa kalır. Emine genç dul kaldığından, çevrenin dikkatleri üzerindedir. Yakınları “gençsin evlenmen gerekir ” diyerek, sürekli baskı yaparlar. Emine,  “Oğlumun üvey baba elinde büyümesine gönlüm razı olmaz.” der ve gelen tüm  evlenme önerilerini geri çevirir. Ancak tekliflerin ardı arkası kesilmez. Bakar ki olmayacak, daha fazla direnemez ve evlenir. Emine’nin yeni kocası da ölen kocası gibi balıkçıdır. Aradan aylar geçer, Emine’nin oğluna “üvey babandan memnun musun” diye sorarlar. Emine’nin oğlu “Memnunum” der. “Babam bana uzun mesafe yüzmeyi öğretiyor.” “Nasıl yapıyor bunu” diye sorarlar.  “Her sabah beni de balığa götürüyor. Balık tutacağımız yere geldiğimizde beni denize atıyor, bende yüzerek kıyıya çıkıyorum” der Emine’nin oğlu. “Uzun mesafe yüzmek zor olmuyor mu?” diye sorarlar. “Uzun mesafe yüzmek zor olmuyor da, denize çuvalın içinde atıldığım için, içinden çıkmak zor oluyor.”

Mustafa Pala


Yukarı Çık
Bu haber : 4349 kez izlenmiştir

Yorumlar



Henüz hiç yorum yapılmamıştır.
 

gerekli

gerekli - yayımlanmayacak




Bu sayfa : 1195920 kez ziyaret edilmiştir.
Bu sayfa : 1195829 kez ziyaret edilmiştir.
Bu sayfa : 1195778 kez ziyaret edilmiştir.
Bu sayfa : 1196924 kez ziyaret edilmiştir.

Bu sayfa : 1213458 kez ziyaret edilmiştir.